Çıldır’ın Sazlısu köyünde dünyaya gelmiştir.
İlk, orta ve lise eğitimini Çıldır’da tamamlamıştır.
Ataları 1820'li yıllarda Borçalı'dan Türkiye'ye gelmiştir. Gürcistan'nın bu günki Marneuli ve Gardabani şeherlerine bağlı Kürüsdü Kepenekçi, Keşeli ve Kosalı köylerinde akrabaları yaşamaktadır. Eminni/Eminov aileleri orda kalan akrabalarındandır.
Demirçi Hasan Sultanlığına Nadir Şah tarafından vazifelendilirilen büyük babaları Hacı İsa Sultan'dır.
Âşık Faruk, Araz'ın o tayında ve bu tayında olan âşıklık geleneğini yakından takip etmekte, Âşık Şenlik'ten, Hasta Hasan’dan, Aşık Elseger’den, Âşık Emrah Gülmemmedov'dan ve Âşık Kamandar Efendiyev'den de etkilenmiş, onların izinden gitmekte olan bir aşıktır. Her iki bölgenin (Borçalı, Tebriz, Azerbaycan) aşık havalarını icra ermekte, irticalen/bedaheten çalıp söylemektedir.
Küçük yaşlarda Çıldır’da âşıkların yanında geleneği öğren-miştir. Halen, yöresindeki âşıklarla birlikte geleneği öğrenmekte ve Âşık Şenlik kolunun altıncı kuşağının son temsilcisi olarak geleneğe hizmet etmektedir.
2005-2008 yılları arasında katıldığı Murat Çobanoğlu Kars Âşıklar Bayramı’nda 2008 yılında “Doğu Anadolu Tarzı Âşık Şenlik, Âşık Murat Çobanoğlu” dalında ikincilik ödülü almıştır. Birçok yöresel festivale, televizyon programlarına katılmıştır.
2006-2008 yılları arasında Kars Kafkas Üniversitesi Büro Yönetimi ve Sekreterlik bölümünü, 2008-2011 yılları arasında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme bölümünü, 2013-2017 yılları arasında Ardahan Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmiş ve 2018 yılında Ardahan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde yüksek lisans kazanarak öğrenimine devam etmektedir.
2010 yılından beri Ardahan Üniversitesinde lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin Âşık Edebiyatı derslerinde, âşıklık geleneğini uygulamalı olarak devam ettirmektedir. Âşık Faruk, geleneğin atışma, usta malı, hikâye anlatımı, hikâye tasnifi ve yöresel âşık havalarını çalıp söyleme dallarını ustalıkla icra etmektedir.
Hakkında lisans bitirme tezleri yazılmış, yöresel gazete ve dergilerde hayat hikâyesi ve eserleri yayınlanmıştır.
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz Çıldır Folklor ve Etnografyası adlı kitabında aşığın hayatına ve birkaç şiirine yer vermiştir. Altaylardan Adriyatik’e uzanan âşıklık/ozanlık geleneğinin altın halkalarından biridir. Çekirdekten yetişme, hem alaylı hem de mektepli bir ozan olan Aşık Faruk, aşıklık geleneğimizi ulusal ve uluslar arası alanlarda icra etmeyi ve tanıtmayı amaç edinmiştir.
Gelecek için büyük ümit vadeden Âşık Faruk Erdoğan halen Ardahan’da yaşamakta ve 2010 yılından beri Ardahan Üniversitesinde güvenlik memuru olarak çalışmaktadır. Mahlası Turani’dir. Evli ve bir çocuk babasıdır.
Biz de Âşık Faruk ERDOĞAN’a yeni-yeni uğurlar arzulayır
ve aşağıda onun bir neçe şiirini deyerli izleyicilerimize teqdim edirik.
Müşfiq BORÇALI,
"Ziya" qezetinin ve "turan.info.az" saytının Baş redaktoru,
filologiya üzre felsefe doktoru
turan.info.az
.
CANIM TÜRKİYE'M
Tarihinde niçe destanların var,
Seviyorum seni canım, Türkiye'm.
Sana yan bakana bütün cahan dar,
Seviyorum seni canım, Turkiye’m.
Canım Türkiye’m, canım Türkiye’m,
Al bayrağında kanım Türkiye’m.
Canım Türkiyem, kanım Türkiye’m,
Al bayrağında şanım Türkiye’m.
Hayranım Ata'mın gittiği ize,
Kalbinde imana dilinde söze,
Böyle bir mukaddes yurt verdi bize,
Seviyorum seni canım, Türkiye’m.
Faruk'un gönlünde, dilinde sensin,
Asya’dan batıya yolunda sensin,
Ozanın sazında telinde sensin,
Seviyorum seni canim Türkiye’m.
27.01.2013
KÜR NEHRİNDEN COŞAN SELE MERHABA
Yenisey kökleri bir filiz sürmüş,
Kafkasya'dan esen yele merhaba.
Ötüken öz yurdu uçmağ misali,
Bucak bucak elden ele merhaba.
Bir kazan aş idi damardaki kan,
Kaynadı Altay'da can buldu canan,
Dedem Korkut Ata actı bir meydan,
Kopuzunda çalan tele merhaba.
Bir kıvılcım olup cıktık eşiğe,
Maral ana alıp koydu beşiğe,
Ardahan'da karışırken ışığa,
Kür nehrinden coşan sele merhaba.
Turani, ne güzel bu aşkı yazan,
İnsani okuyup doğayı çözen,
Gönül nağmesini anlatan ozan,
Hoş konuşan şirin dile merhaba.
11.04.2016
ATA OCAĞIMIN DİREYİ BABA
Babama...
Balanin daldasi, dali arhasi,
Ata ocağimin direyi baba.
Bir dünya yiğilsa olmaz zerresi,
Evladin sevgisi üreyi baba.
Bilirdim ki dalim sensen dalda sen,
Emek de sen yarpak da sen dal da sen,
Sanma unuduluf galdin dalda sen,
Sorfamin ekmeyi çöreyi baba.
Turani adini alifdi sennen,
Felek genc ömrünü çalifdi sennen,
Dilimde bu eser galifdi sennen,
Hayif mesken tuttun nereyi baba.
21 Haziran 2015
ŞAİR BUTADI
Men onun methini nece söyleyim,
Ellerin anası şair Buta'dı.
Her sözünde dünya dolu mana var
Dillerin anası şair Buta'dı.
Allah ona verib bele murazdı,
Sızladı yaralar neki var azdı.
Bir yanı coşqun kür, biryan arazdı,
Sellerin anası şair Buta'dı.
Hal bilen anadı değil kem ehli,
Özü söhbet ehli, qelbi qem ehli,
Pervane dolanar yanar şem ehli,
Küllerin anası şair Buta'dı.
Faruk Turani'nin yurdu Borçalı,
Dünyaya möhrünü vurdu Borcalı,
Şaire Butanı verdi Borçalı,
Güllerin anası şair Buta'dı.
08.07.2020
DOSTLAR
Seadet Buta hanımın şiirine nezire
Görürem gözünde sızqada yoxdu
Sen ki ağlıyanda şad olan dostlar
Dar günde üz dönüb, vara küsenen
Varlı sürfesinde dad olan dostlar...
Sen yüz can desende o qurar kelek
İnsan tez inanar, şeytanda melek
İşi düşenlere serin bir külek
Sen ki çağıranda od olan dostlar.
Turani, Buta'nın qemini bildir
Ya qelbine deyme, yada ki güldür
Belesini Allah, tez elden öldür
Can deyifde sonra yad olan dostlar.
24.10.2018
YARİM, BİRAZ SABIR EYLE
Yârim biraz sabır eyle,
Gelecem men, gelecem men.
Ağlama sen, gözlerini
Silecem men, silecem men.
Bu gurbetin köşesinnen,
Yorulmuşam peşesinnen,
El zanneder neşesinnen,
Ölecem men, ölecem men.
Faruk’am dertler sıralı
Ezelden talih garalı
Gorhuram sennen aralı
Galacam men galacam men.
*Peşe-pişe: ‘alışmış huy edinmiş’ manalarına gelerek birleşik kelimeler meydana getirir. Şiirde, peşinde gezmekten yorulmasının alışkanlık haline gelmesi durumuna işaret eder.
GARDAŞ
Bir ala göz dilber beni,
Vurdu yerden yere gardaş.
Ölüp ölüp de dirildim,
Sanki bin bir kere gardaş.
Yağmur yağdı sel aldandı,
Bulut geldi yel aldandı,
İşvesine el aldandı,
Bende kandım yara gardaş.
Ben ağlarım sazım ağlar,
İçten içe özüm ağlar,
Yüreğime ateş düşmüş
El zanneder gözüm ağlar.
Ben yanarım sazım yanar,
Kış baharım yazım yanar,
Ruhumdaki alev sönmez,
El zanneder özüm yanar.
Ben sussam da, sazım susmaz,
Lâl olsam da, sözüm susmaz,
Bir kıvılcım küllendirir,
Sinemdeki közüm susmaz.
Faruk tadın kaçtı yine,
Gönül kuşu uçtu yine,
Zamansız kış saçtı yine,
Kaldım boran kara gardaş.
13.08.2019
UZAK DİYARLARDA YANAN ÇIRAYIM
Uzak diyarlarda yanan çırayım,
Ümidim bitmedi geceye karşı.
Yürek usanmışken türlü ahvalden,
Baktım dağ başına yüceye karşı.
Şimdi sevinç abam huzur gömleğim,
Vatan bana ben vatana ilmeğim,
Anlatılmaz bunca yığın emeğim,
Hepsi tek kelime heceye karşı.
Bu rüyayı gördüm görenler de var,
Aşk uğruna ömrün verenler de var,
Işığın sırrına erenler de var,
‘Korkmaz’ yürür bu bilmeceye karşı.
Turani sözünden herkes kanmalı,
İlm ehilini her daima anmalı,
İnsan karanlığa karşı yanmalı,
Duman tüter köhne bacaya karşı.
* Şiirde geçen tırnak içerisindeki ‘Korkmaz’, Ardahan Üniver¬sitesi’nin kurucu rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz hocamızdır. Bu şiir ona ithafen yazılmıştır.
TANI...
Usta aşıklara
Âşığam deyifde çıhma meydana,
Köroğlu naralı İmran'ı tanı.
Kasım'ı, Penah'ı, Molla Cuma'nı,
Alesger, Ali'yi, İman'ı tanı.
Vaqif'in sözünde açır bahar-yaz,
Alesger siminde coşa gelir saz,
Necef'in sesine belke tay olmaz,
Şenlik'i, Şemşir'i, Gurban'ı tanı.
Şenlik bir deryadı adası belli,
Urfani hoş diner sedası belli,
Hasta Hasan qemli, qadası belli,
Dedem Korkut kimi ozanı tanı.
Dede Gasım aşıklara pir kimi,
Açılmamış söhbet kimi, sir kimi,
Daşqın Araz kimi, daşqın Kür kimi,
Çaglayır Hüseyin Cavan'ı tanı.
Mirze Bilal ceh-ceh vurur quş kimi,
Bozalqanlı hub avazlı döş kimi,
Esed Rızayevin halı hoş kimi,
Ayağa dur köhne divanı tanı.
Borçalıda şanlı Dede Emrah'tan,
Avdı, Hındı Memmed Göyce salıf şan,
Hüseyin Saraçlı, Kamandar'dı han,
Sazında gör nece imkanı tanı.
Köroğlu, zalımı yele dönderir,
Emrah'ı bülbülü güle dönderir,
Keremi yandırır küle dönderir,
Ədalət tek deli tufanı tanı.
Her aşıq her hava çala bilmez hey,
Əmrah tek derine dala bilmez hey,
İskender Nesib'den qala bilmez hey,
Şenlik'in çırağı bu canı tanı.
Tüccari söz üste söz düzüf gedif,
Sümmani yar deyin can üzüf gedif,
Zülali neçe bir söz yazıf gedif,
Posof'taki bu kahramanı tanı.
Hanak'lı Mazlumi canda can kimi,
İlhami yek bazar pehlivan kimi,
Şeref edip aşık, Murat han kimi,
Kiziroğlu çalar meydanı tanı.
Sabri'nin avazı yohdu heç kesde,
Eşitse diriler qırh günlük hesde,
Hicrani zil ohur, Murat'da pesde,
Erzurum'da usta Reyhani tanı.
Tehle Novruz usda aşıq sesi var,
Mehemmed'in Sadaxlı'da besi var,
Turani de calar, amma nesi var,
Evvel edep erkân irfanı tanı...
05.08.2020
YAZIĞIM GELİR...
Hırsıza, haine kul olanların,
Haline baktıkça yazığım gelir.
Zalim karşısında mazlum ümidi
Eriyip aktıkça yazığım gelir.
Zenginin serveti açtıkça ara,
Bir türlü gelmez ki fakire sıra,
Yoksulluk ateştir, gariban çıra,
Kavurup yaktıkça yazığım gelir.
Gel de sen bu aklı değiştir, eğit,
Hiç meyve verir mi kuru bir söğüt,
Yoksulun talimi sabırla öğüt,
Kemeri sıktıkça yazığım gelir.
Yazsam ayrı bela, yazmasam bir dert,
Kızsam bana yazık, kızmasam bir dert,
Bu yanlış düğünü çözmesem bir dert,
Meçhule çıktıkça yazığım gelir.
Turani, dert çeken anlar halinden,
Usandık arsızın kalma-kalinden,
Korkmazlar mazlumun şu vebalinden,
Çarmıha çaktıkça yazığım gelir.
10.10.2018
Şaire Seadet Buta hanım ile bir deyişme
Âşık Faruk:
Ele narahatam sorum cevap ver
Baba yurdum ne teherdi ay Buta
Aşıqlar gezir mi aranda dağda
Adlı sanlı şairleri say Buta.
Şaire Seadet Buta:
Şen olsun babalar yurdu yuvası
Verib gözelliyi Tanrı pay Faruk
Xesteye dermadı gülü-lalası
Gündüz gündü, gece doğan ay, Faruk.
Âşık Faruk:
Qemlidi mi xan çobanın tüteyi
Qız gelinnen doluf mu dağ eteyi
Kovanlara bal yığır mı peteyi
Gür axır mı deli Kür'lü çay Buta.
Şaire Seadet Buta:
Rüzgar sığal ceker qızlar telinə
Bal belenib anaların diline
Bir qonağ gel sen Armudlu gölüne
Cennet olar başdan başa yay, Faruk.
Âşık Faruk:
Yarpız, lilpar, tere var mı su üsde
Ağbirçek neneler gezir mi esde
Qara zurna çalır, qulağım sesde
Köhne adetle mi keçir toy Buta.
Şaire Seadet Buta
Erimir hec zaman Lelverin qarı
Nenemin xalıdı yamacı, yalı
Motalda pediri petekde balı
Yoxdu bu dağlara inan tay, Faruk
Âşık Faruk:
Ağsaqqal kişiler kelme kesir mi?
Seherin buz tutan mehi esir mi?
Cavan oğlan sevdiğine yesir mi?
Eyliyif mi qız ağlını zay Buta.
Şaire Seadet Buta:
Burda qiymetlidi babalar sözü
Qeyretli oğulu, ismetli qızı
Diner qara zurna cağlayar sazı
Son baharda bele keçer toy, Faruk.
Âşık Faruk:
Çiçeği, çemeni etir Borçalı,
Atamı, anamı yetir Borçalı,
Faruk'un burnunda tütür Borçalı,
Gulağımda dinir bir laylay, Buta.
Şaire Seadet Buta:
Borçalı Türk yurdu, Türk torpağıdı,
Qarapapaqların öz oylağıdı,
Butanın ilhamı, söz bulağıdı,
Yapmışam eşqile min saray, Faruk.
09.08.2020
QAYITDIM
(Şaire Pervane Zengezurlu hanımın şiirine nezire)
Feleyhnen aram yox mat etdi meni,
Başımı geriye eyib qayıtdım.
Goncada bıraxdım gülü çemeni,
Nergisin xetrine deyib qayıtdım.
Uzaxdan el edir nazlı yar kimi,
Şahlıq baxcasında teze nar kimi,
Üreyim göynedi kaman tar kimi,
Başımı daşdara döyüb qayıttım.
Faruk'da derd ile oyandı xabdan,
Eşgin zeherini içdi bı qabdan,
Lezzeti kesildi çöreyhden abdan,
Qem qusse libasın geyib qayıtdım.
01.09.2014
GELMİŞEM
Pervane hanımın 'Gedirem' redifli şiirine nezire
Dağların laylası sesdeyir meni,
Dumana gelmişem, çene gelmişem.
Mehebbetten sarı, sevgiden sari,
İmana gelmişem, dine gelmişem.
Gözleyir yolumu, sızqalı bulax,
Ümit var Allah'a, derd qalax qalax,
Aşiq kökle sazı 'Keremi' çalax,
Ruhaniynen döne, döne gelmişem.
Sızladır qelbimi ayrılıq yaman,
Çisginli dağları bürüyüf duman,
Feleyin işi bu, vermir bir aman,
Ah-ı figan edif sene gelmişem.
Kervançı dayandır geden kervanı,
Aparmır ruhumu eşqin dövranı,
İbrahim'e kim yetirdi gurvanı,
O penahın sevgisine gelmişem.
Turani'yem hasret qelpte eridi,
Gönlüm üsde qem kervanı yeridi,
Sevgi bizden uzaq, keder beridi,
Feleyin qoyduğu güne gelmişem.
turan.info.az
.
Muəllif huquqları qorunur. Məlumatdan istifadə etdikdə istinad mutləqdir.